Connect with us

PLASTİK MAKİNELERİ

Tayvan’ın makine devleri röportaj serisi: Hızlı kalıp değiştirme sistemlerinin öncüsü SANDSUN, Türkiye ile etkileşimi artırmak istiyor

Yayın Tarihi:

on

Tayvan merkezli SANDSUN, ana ürün grubu olan hızlı kalıp değiştirme sistemlerindeki 30 yılı aşan tecrübesiyle bu alanda öncü bir rol üstleniyor. Geliştirdiği otomasyon odaklı sistemlerle otomotiv endüstrisi ve elektronik eşya sektörleri başta olmak üzere pek çok uygulama alanına birçok avantaj sağlayan SANDSUN; Türkiye, Hindistan, Kore ve Güneydoğu Asya’daki birçok ülkede aktif olarak faaliyetlerine devam ediyor. Hava tahrikli hidrolik pompa ünitesi, pres makinesi için aşırı yük koruyucu, kalıp değiştirme sistemleri gibi alanlarda sürekli olarak Ar-Ge çalışmaları yapan SANDSUN, Türkiye ile ticari etkileşimini artırmak ve büyüyen otomotiv endüstrisinin çözüm ortağı olmak istiyor.

Firmanın eşsiz avantajlar sağlayan çözümleri ve Türkiye pazarındaki faaliyetleri hakkında röportaj gerçekleştirdiğimiz SANDSUN Satış Müdürü Garnett Chang, ayrıntıları Haber Plastik’e değerlendiriyor.

Öncelikle SANDSUN’u tanıyabilir miyiz?

Tayvan merkezli bir şirketiz ve SANDSUN olarak; pres enjeksiyon makinesi, pres makineleri ve pres döküm makineleri için hızlı kalıp değiştirme sistemlerinde yaklaşık 30 yıllık tecrübeye sahibiz. Çoğunluğu otomobil, ev ve elektronik eşya sektörlerinde faaliyet gösteren müşterilerimizin sürekli değişen problemlerine çözümler üretiyor ve bu sektörler için ürün ve hizmet sağlıyoruz. Türkiye’de de satış kanalımız var ve SANDSUN olarak ürünlerimize inanıyoruz.

Günümüzde birçok şey otomatikleşiyor. İş gücü bakımından düşündüğümüzde prosesler daha da otomatik hale geliyor. Değiştirme işlemi otomatik olarak yapılabiliyor; yalnızca dize ve çalıştırma asistanına ihtiyaç oluyor. Şu an tüm ağır ve tehlikeli işler zaten otomatik robotlar tarafından yapılıyor.

Ana ürün grubunuz olan hızlı kalıp sistemlerinin getirdiği yeniliklerden bahsedebilir misiniz?

Bu sistemler müşterilerimize yalnızca verimlilik konusunda yardımcı olmakla kalmaz; aynı zamanda daha fazla iş ortaya çıkarılmasını sağlar, maliyet sorununu da ortadan kaldırır. Genellikle işlem sırasında işçiler; makineleri ve hattı taşımak, konumlandırmak ve bağlamak için çok zaman harcar. Ancak sistem kullanıldığında, zamandan ve işten çokça tasarruf sağlanır. Örneğin kalıp takım tezgahı kurulumunda, önce kelepçe kullanıyorsunuz ve vinç çalıştırıyorsunuz. Profesyonel çalışanların, vinç için operatör lisansına sahip olması gerekiyor. Kalıp havada asılı kaldığında ise çok tehlikeli olaylara neden olabiliyor. Yani fabrika içerisinde hareket ettiğinizde çokça zaman harcıyorsunuz. Ancak yeni teknoloji hızlı kalıp sistemleriyle sürdüğünüz taşıyıcı daha fazla depolama alanı sağlayabiliyor ve cep telefonunu sadece bir dokunuşla, herhangi bir büyük sorun yaşamadan tamamen otomatik olarak makineye dönüştürebiliyorsunuz. Bu tür tehlikeli ve ağır işlerin tamamı güvenle yapılabiliyor.

Bu çok büyük bir adım; zamandan tasarruf sağlarken, profesyonel işçi sorununa da çözüm sunuyor. Bu avantajlarıyla iklim değişikliğine uygun sistemimiz başta makine olmak üzere tüm endüstriye zaman tasarrufu sağlama, ağı daha anlamlı hale getirme ve ardından akülere dayalı çalışma ortamı oluşturma konularında katkı sağlıyor.

Bu sistemlerin işletmeye sağladığı avantajları biraz daha açabilir miyiz?

Hızlı kalıp sistemiyle, kalıp işlemlerinde en az %50 zaman tasarrufu sağlayabilirsiniz. Ne kadar çok zaman kazanırsanız, o kadar az maliyetiniz olur. Az önce de söylediğim gibi, kalıbı değiştirmek için nitelikli işçilere ihtiyacınız var ama bizim sistemimizle sıradan bir işçi bile, kalıbı değiştirmek için makineyi çalıştırabilir ve ardından kalıp ayarlanabilir. Bunun yanı sıra işlem tehlikesini ortadan kaldırıyorsunuz ve aynı zamanda kalıp değiştirme işlemi sırasında çok ağır kalıpları da transfer edebiliyorsunuz. Tüm bunlar da makineler tarafından yapılıyor. Yani son derece hazır bir biçimde ve ek iş gücü gerektirmeden çözüm sağlanabiliyor. Bu sayede yaralanma oranı da oldukça azalıyor. Bu yeniliği firmanın geneline ve işçilere aktarmak da oldukça kolay. Sistemimizin ürün kalitenizi de artırmaya yardımcı olabileceğini söyleyebilirim; çünkü sistemimizi kullanarak bazı standartları daha sık uygulamanız ve uymanız gerekiyor. Standart oluşturduğunuz için de ürünlerin kalitesi daha da iyileşiyor. Böylece kalıpları değiştirirken belirsizlikleri de azaltabiliyorsunuz.

Çözümleriniz arasında yer alan hava tahrikli ısıtıcı pompa ünitesinin diğer sistemlere göre sağladığı artılar nelerdir?

Hava tahrikli hidrolik pompayı diğerleriyle karşılaştırdığımızda, hava tarafından çalıştırılan pompanın daha entegre olduğu kabul edilir. Proseslerin çalışması için hidrolik bir sisteme ihtiyaç vardır. Basınç düşük olduğunda, tepki kuvvetimiz azalır ve bu da tehlike arz eder. Firma olarak çok sayıda güvenli tasarım yapıyoruz ve bu konuda da hassas bir tasarım olan pompa pimlerimiz var. Bu ürünle basınç depolandığında; dil, sabit bir hidrolik basınç aralığına ulaşılana kadar havayı otomatik olarak pompalar. Pompada kullandığımız basınç şalteri ise basınç düştüğünde, basınç anahtarımız tarafından algılanır ve ardından makineye bir sinyal göndererek makinenin çalışmasını sağlar. Benzersiz bir tasarıma sahip olan bu ürün ile hazne içindeki basınç, hava ve elektrik olmadan dahi 24 saatten fazla sürdürülebilir. Özetle hava tahrikli hidrolik sistemdeki en büyük avantajın, uzun ömürlü ve kullanıcı dostu tasarım olduğunu söyleyebilirim ve bu tür bir konseptin dünyada daha popüler hale geleceğine inanıyoruz.

Kelepçe seçimi işinizin bir diğer parçasını oluşturuyor. Kelepçe seçiminin önemi nedir? Uygulamada öncelikli olarak neler ele alınmalıdır?

Sistemimizde hidrolik bir sürücü bulunuyor. Kelepçe seçimindeyse göz önünde bulundurduğumuz, tepki kuvveti kaynağı gibi önemli noktalar var. Makine de önem arz ediyor, ancak kuvvetin kaynağı bizim için öncelik taşıyor. Bu da en uygun fiyatı müşterilerimize sunmamızı sağlıyor. Makinenin uygunluğunu, müşteri deneyimine göre belirliyoruz, ona göre kabul ediyoruz. PSStock’a uygun bir yapımız bulunuyor. Makinelerde de PC panelinin bulunmasına gayret gösteriyoruz. Doğru seçim yapılamazsa, makine bağlantıları da iyi yapılamayacağı için bu durum tehlikelere yol açabilir. Bu saydığım üç noktayı her zaman iyi ele almak gerekiyor.

Türkiye pazarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ürünümüzü Türkiye, Hindistan, Kore ve Güneydoğu Asya’daki birçok ülkeye ihraç etmekteyiz. Türkiye’nin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. İlişkilerimizin yaklaşık 15 yıl öncesine uzandığı bir satıcımız var. Güvenilir bayilerin ürünlerimizi ele alabilecek kendi mühendisleri olmalıdır. Bu nedenle, iyi bir anlaşmanın pazarı çok daha fazla genişletmeye yardımcı olabileceğine inanıyoruz. Örneğin, özellikle enjeksiyon motorlu makine ürünlerimiz için Türkiye piyasasında çok büyük bir otomobil endüstrisi bulunduğunu biliyoruz. Otomotiv endüstrisinde çok fazla ürün var ve birçok arabanın da enjeksiyon makinesine ihtiyacı var.

Otomotiv endüstrisinin işleyişi de değişti: Üretim miktarları küçülürken, ürün çeşitleri artıyor. Müşterileriniz farklı parçalardan 10’ar 20’er adet siparişler verebiliyorlar. Üreticiler bu noktada sorunlar yaşıyor, çünkü farklı parçaların az sayıdaki üretimlerini gerçekleştirmek için üretim hattında sık sık değişiklikler yapmak zorunda kalıyorlar; bu da üretim maliyetini ve harcanan zamanı artırıyor.

Türkiye pazarının geleceğini nasıl görüyorsunuz? Firma olarak Türkiye pazarıyla ilgili hedefleriniz nelerdir?

Türkiye’nin kendi elektrikli otomobil markası olduğu haberini gördüm ve Türkiye hükümetinin bu yepyeni elektrikli otomobil markası için çok çaba göstereceğine inanıyorum. Dolayısıyla önümüzdeki yıllarda Türkiye’deki otomobil endüstrisinin canlanacağına inanıyorum; çünkü elektrikli otomobil, geleceğin ana gücü olacak. 2020’lerin içerisinde 35 ya da daha fazla otomobil üreticisi elektronik parça sahasında üretime başlayacak. Dolayısıyla Türkiye pazarının 20 yılı canlı geçireceğini düşünüyorum. İhracat konusunda sadece Avrupa’ya değil, Orta Doğu’ya da ürün ihraç eden Türkiye, ürünlerinin büyük bir kısmını Almanya’ya ihraç ediyor. Ayrıca Almanya’dan ithalat da yaparak Almanya’nın en önemli ihracat ülkesi oluyor. Türkiye’den Almanya’ya ihraç edilen otomobil ürünleri, Almanya’nın otomobillerini tüm dünyaya ihraç etmelerine destek oluyor. Dolayısıyla geleceğin daha iyi olacağına inanıyorum çünkü hükümetinizin politikası şirketleri ihracata teşvik ediyor. Bu yüzden çok büyük bir fark yaratıyor. Ayrıca Türkiye pazarının geleceğinin otomatik üretim olduğunu düşünüyorum çünkü bunun her ülke için geçerli bir konu olduğunu hepimiz biliyoruz. Bunun Türkiye’yi de ilgilendirdiğini düşünüyorum. En basit örnek olarak, Tayvan’da daha fazla insan Uber sürücüsü olmayı seçiyor, bu da fabrikada işi bitirmenize yardımcı olması için insan gücü kullanmanız yerine herhangi bir otomatik makineye geçmenizi gerektiriyor.

Açılacak fabrika merkezleriyle pazarda büyümeye devam edeceğiz. SANDSUN olarak özellikle Türkiye pazarındaki müşteri arayışımızı artıracağız. Türkiye’nin Tayvan ile iş birliğinin gelecekte artacağını düşünüyoruz. Bu biçimde de SANDSUN’ın pazardaki etkisi de artacak.

SANDSUN Satış Müdürü Garnett Chang

 

Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement

Trendler